12 Eylül''e Rağmen

12 Eylül''den sonra doğdukları için içerden ve dışardan lanetlere maruz kalan kuşaktan bir grup gencin kaleminden çıkan "12 Eylül''e Rağmen" 2 Mayıs''ta kitapçılarda okurla buluşacak. Kazak, Altan, Gültekin, Çakır, Kaya, Yücel ve Tuzcu "var oluş ve yok oluş mücadelesinde" bugünden düne bakarak nostaljinin, sızlanmaların, nasihatlerin, psikolojik harbin, umutsuzluğun ötesinde bir 12 Eylül kitabı hazırladıklarını söylüyorlar.

12 Eylül''den sonra doğdukları için içerden ve dışardan lanetlere maruz kalan kuşaktan bir grup gencin kaleminden çıkan "12 Eylül''e Rağmen" 2 Mayıs''ta kitapçılarda okurla buluşacak. Kazak, Altan, Gültekin, Çakır, Kaya, Yücel ve Tuzcu "var oluş ve yok oluş mücadelesinde" bugünden düne bakarak nostaljinin, sızlanmaların, nasihatlerin, psikolojik harbin, umutsuzluğun ötesinde bir 12 Eylül kitabı hazırladıklarını söylüyorlar.

1977’de 1 Mayıs alanında değildik. Yok! Aslında alandaydık… Düşünülmüyorduk bile. Yok! Aslında üzerimize düşünülmeye başlanmıştı. Ölmemiştik. Yok! Aslında; ölmekteydik. “Düşünüldü ve gereği yapıldı” olarak doğan 12 Eylül çocukları, var oluş ve yok oluş mücadelesinde sadece bir kitap yazmış olmamalılar. 12 Eylül çocukları kimi yerlerde yok oluşlarının zaferini kutlarken; var oluş direnci sadece bu kitabı yazdırmamalı… Kitabın yazarları “farkındayım ve o halde varım” demenin heyecanı ile işe koyulmuşlardır. Kitap, “insan tarih yapamaz”, “bu düzen değişmez”, “böyle gelmiş böyle gider”in tahrip eden tüm söylemlerine direniş olarak yazılmıştır. Adrenalin şırıngalanırken bağırlarımıza, bağırmak istedik “bırakın yürek atışımızı” diye… Biz heyecanlanamıyorduk, yamaçtan salarken kendimizi spor olsun diye… Biz uçurumlardan atılıyorduk zaten paraşütsüz… Zaten paraşüt tek kişilikti biz sığamıyorduk altına… Zayi oluyorduk her geçen an, telef oluyorduk birilerine göre… Düşüncelerinden, düşlerinden attık diyorlardı… İşe yaramazlardı zaten, atıllardı, hep öfkeliydiler. Maraz çıkarır adamı yoldan çıkarırlardı… Kitabımız açlara aş; işsizlere iş, yoksullara ahlakını yerdirtmeyecek sözler üretememiştir. Buna rağmen insan yükü umudu da taşımaktadır. Klişelerin nasıl derinliklerimiz olduğunu keşfetmiştir. Çözüm; sende, bende, bizde… Çözüm; kitabın dilinde… bilinene ve direnene sunulmuştur.

SATIN ALIN!